Yaşam içerisinde mütemadiyen her şeyin bir anlamı ve amacı vardır. Her bireyin neredeyse parmaklarını yercesine sevdiği gıda olan “üzüm” hakkında bir bilgiyi düzeltsek iyi olur. Bağ bozumu denildiğinde akıllara Bozcaada gelir, Şarap denildiğinde zenginseniz Toscana, değilseniz Tekirdağ denileceğini adımız gibi biliriz. Peki bu üzümün gerçek vatanı neresi bileniniz var mı? Hani şu Hristiyanların her pazar ibadetleri esnasında ekmek bandığı, İslamiyete göre Cennette Irmakları olan, Makedonyalı Aleksandr (İskender)’ın vakti zamanında dünyaya kök söktürdükten sonra kadehini elinden bırakmadığı ve türlü türlüsünün tadına baktığı o şarabın özü olan Üzüm’ün, Milattan Önce 5000 yılına kadar dayandığını biliyor muydunuz? Anavatanın ise Küçük Asya denilen, Kafkasya’yı kapsayan bölge olduğunu söylesem?
Üzümlerin bağlarından toplanmasına “bağ bozumu” denilir ve Eylül’ün ilk haftası genel olarak “Bağ Bozumu Haftası” olarak bilinir. Çoğunlukla Ege ve Trakya bölgemizde şenlikler olur. Bu topraklarda Bağ Bozumu Hikayeleri, Bağ Bozumu Türküleri, Eğlenceler, Dostluklar, Ağıtlar, Muhabbetler asla tükenmez… Herkesin kendince bir hikayesi muhakkak vardır. Ancak şu bir gerçektir ki, elinize aldığınız salkımı yemeye başladıktan bir kaç dakika sonra, toprağın kokusunu burnunuzda, yağmurun tadını damağınızda, çiftçinin emeğini avuçlarınızda hissedersiniz. Bilirsiniz ki, emeğin hası avuçlarınızın arasında ve sizin ellerinizdeki o güzel renkleri olan mutluluk, size dinginlik verecek, huzur verecek, hayat verecek…
Belki sizde kendi hikayeniz için Eylül 2018 için plan yaparsınız ve yollara düşersiniz, Rotanız şirince de olur, tekirdağ da olur, bozcaada da olur … “Benim ne hikayem olacak yeeaaaa” diyenleriniz varsa; “siz hele bir yola çıkın, o sizi elbet bulacaktır” diyebilirim.
Sevgilerimle,
Leave A Reply